Ne aramıştınız?

+90 532 651 08 79 +90 532 651 08 79 +90 507 215 66 82 +90 507 215 66 82 +90 507 215 66 82 +90 507 215 66 82

Kaygan Zeminlerde Görünmez Tehlike - İş güvenliği

Kaygan Zeminlerde Görünmez Tehlike - İş güvenliği

Kaygan Zeminlerde Görünmez Tehlike - İş güvenliği

Kaygan Zeminlerde Görünmez Tehlike - İş güvenliği - Kaygan Zeminlerde Görünmez Tehlike - İş güvenliği

Türkiye’de Zemin Temizleme Makineleriyle İş Güvenliği: Kaygan Zeminlere Modern Çözüm

Türkiye’de sanayi sektörü, Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana ekonominin belkemiğini oluşturuyor. Fabrikalar, atölyeler ve üretim tesisleri, milyonlarca çalışanın ekmek kapısı. Ancak bu yoğun çalışma alanlarında iş kazaları, hem insan hayatını hem de üretimi tehdit eden ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu (6331 Sayılı Kanun), 2012’de yürürlüğe girerek işverenlere çalışma ortamlarında riskleri en aza indirme yükümlülüğü getirdi. Bu kanunun en önemli maddelerinden biri, kaygan zeminlerin önlenmesi ve güvenli çalışma koşullarının sağlanması. İşte tam bu noktada, zemin temizleme makineleri devreye giriyor. Binicili ve itmeli modelleriyle bu makineler, kaymaz yüzeyler oluşturarak iş kazalarını azaltma potansiyeli sunuyor. Peki, bu teknoloji, Türkiye’deki iş güvenliği standartlarına nasıl uyum sağlıyor ve etkisi gerçekten ölçülebilir mi?

Kaygan Zeminler: Görünmez Tehlike

Fabrikalarda ve atölyelerde zeminler, yağ, su, toz veya kimyasal maddelerle kolayca kaygan hale gelebiliyor. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) 2022 verilerine göre, Türkiye’de iş kazalarının yaklaşık ’i düşme kaynaklı. Bu kazaların büyük bir kısmı, zeminlerin yetersiz temizliği veya kayganlığı nedeniyle meydana geliyor. Örneğin, Bursa’daki bir otomotiv fabrikasında, kaygan bir zemin yüzünden yaşanan bir kaza, çalışanın haftalarca iş görememesine neden olmuş ve işletmeye hem maddi hem de manevi yük getirmişti. Geleneksel yöntemlerle yapılan temizlik—paspas ve süpürge—çoğu zaman bu riskleri ortadan kaldırmada yetersiz kalıyor. Zira manuel temizlik, zeminde ince bir su tabakası bırakabiliyor veya kiri tam anlamıyla gideremiyor.

Zemin Temizleme Makineleri: Teknolojik Bir Müdahale

Zemin temizleme makineleri, bu soruna modern bir çözüm sunuyor. Özellikle binicili modeller, geniş alanları hızlıca temizleyebilen yapılarıyla büyük fabrikalarda tercih ediliyor. İtmeli makineler ise daha küçük atölyelerde veya dar alanlarda etkili bir alternatif. Bu makinelerin en büyük avantajı, temizlik sırasında zemini aynı anda kurutabilmesi. Vakumlu sistemleri sayesinde su birikintileri ortadan kalkıyor, böylece kayma riski minimuma iniyor. Ayrıca, bazı modellerde kullanılan özel fırçalar ve kimyasallar, zemindeki yağ ve kir tabakasını tamamen temizleyerek kaymaz bir yüzey bırakıyor.

6331 Sayılı Kanun, işverenlerden risk analizi yapmalarını ve tehlikeleri önleyici tedbirler almalarını talep ediyor. Zemin temizleme makineleri, bu kapsamda bir “önleyici tedbir” olarak değerlendirilebilir. Örneğin, TSE belgeli bir binicili makine, hem enerji verimliliği hem de güvenlik standartlarına uygunluğuyla işletmelere kanuni uyumluluk sağlıyor. Üstelik bu makineler, manuel temizliğe kıyasla daha az iş gücü gerektirdiğinden, çalışanların fiziksel yorgunluğunu azaltarak dolaylı yoldan iş kazası risklerini de düşürüyor.

Ölçülebilir Etki: SSK İstatistikleri Ne Diyor?

Zemin temizleme makinelerinin iş kazalarını azalttığı iddiası, yalnızca teorik bir çıkarım değil; rakamlarla da desteklenebilir. SGK’nin 2020-2022 yılları arasındaki istatistiklerine baktığımızda, modern temizlik teknolojilerinin yaygınlaştığı sektörlerde (özellikle kimya ve metal sanayinde) düşme kaynaklı kazalarda %8’lik bir azalma göze çarpıyor. Örneğin, Kocaeli’deki bir çelik fabrikası, binicili zemin temizleme makinesi kullanımına geçtikten sonra, kayma kaynaklı iş kazalarında ’lik bir düşüş rapor etti. Bu veriler, makinelerin kaymaz yüzey oluşturma konusundaki başarısını somut bir şekilde ortaya koyuyor.

Ancak bu etkinin tam anlamıyla ölçülebilmesi için daha fazla veri ve uzun vadeli analizler gerekiyor. Türkiye’de henüz her işletme bu teknolojiye geçiş yapmamış durumda. Küçük ölçekli atölyeler, genellikle maliyet kaygısıyla geleneksel yöntemlere devam ediyor. Oysa bir iş kazasının maliyeti—iş göremezlik ödemeleri, üretim kaybı ve olası davalar—düşünüldüğünde, zemin temizleme makineleri bir giderden çok yatırım olarak görülmeli.

Türkiye’ye Özgü Bir Çözüm

Türkiye’nin sanayi yapısı, bu makinelerin kullanımını daha da anlamlı kılıyor. Ülkenin üretim merkezleri—İstanbul, İzmir, Bursa, Gaziantep—geniş fabrika alanlarına sahip. Binicili makineler, bu büyük alanlarda hem zaman hem de güvenlik açısından fark yaratıyor. Ayrıca, yerli üretim zemin temizleme makineleri (örneğin, Türk markalarının geliştirdiği modeller), Türkiye pazarına özgü ihtiyaçlara göre tasarlanıyor. Düşük desibel seviyeleri, enerji tasarrufu ve dayanıklılık gibi özellikler, hem TSE standartlarına uyumu hem de işletmelerin bütçesine dost bir çözüm sunuyor.

Güvenlik ve Verimlilik El Ele

Zemin temizleme makineleri, Türkiye’de iş güvenliği kültürünün bir parçası olma yolunda hızla ilerliyor. 6331 Sayılı Kanun’un getirdiği yükümlülükler, işletmeleri daha güvenli çalışma alanları yaratmaya iterken, bu makineler pratik ve etkili bir araç olarak öne çıkıyor. SGK istatistikleri, kaygan zeminlerin yol açtığı kazaların azalabileceğini gösteriyor; ancak bu teknolojinin yaygınlaşması için farkındalık ve teşvikler şart. İşverenler, çalışanlar ve devlet el ele verdiğinde, fabrikalarımız ve atölyelerimiz sadece üretimde değil, güvenlikte de örnek teşkil edebilir. Kaymaz bir zemin, belki de daha güvenli bir geleceğin ilk adımıdır.